Güzel ve Çirkin
" Aşk basit ve çirkin olanı bile güzelleştirir. Ve aşk asla gözleri ile görmez hayali ile görür. İşte bu yüzden aşk tanrısı resimlerde kördür."
Selam. Bugün günlerden Güzel ve Çirkin. Sinemaya gitmek için
fırsat kolluyordum kaç zamandır sonunda buldum ve gittim. Aslında geçen hafta
gittim. Ama bu sefer de yazmak için zamanım olmamıştı.
Kaç defa izledim ama afişini görünce kendimi Güzel ve Çirkin’e
bilet almaktan alıkoyamadım. İyi ki de almışım. Film boyunca çok eğlendim.
İlk olarak film müzikal tarzda yani haberiniz olsun. İkincisi
Emma Watson. Harry Potter’dan deli gibi hayranı olduğum Hermione yani. Konu fantastik
bir şey olunca bu kız mükemmel uyuyor. Kesinlikle bu rolü de taşımıştı.
Birkaç sene sonra bir Güzel ve Çirkin filmi çıkartsalar yine
giderim. Zamanın değiştiremeyeceği bir şey bu.
“Sevgili Bel, sen zamanın çok ilerisindesin. Burası küçük
bir kasaba, ee akılları da küçük tabi. Ama küçük aynı zamanda güvenli demektir.”
Konusuna gelince, zaten çoğu kişi masalı biliyordur. Ama yine
de anlatayım. Bella’nın babsı iş için yolculuğa çıkar ve Bella ondan dönüşte
bir gül getirmesini ister. Her şey de bu gül ile başlar. Bella’nın babası kaybolur
ve bilmediği yollara sapar. Bu yollar onu bir şatoya çıkartır. Normalde yaz
aylarında olmalarına rağmen burada kar vardır. Bella’nın babası biraz dinlenmek
için içeri girer. Biraz kaldıktan sonra burada ki eşyaların konuştuğunu fark
eder ve hemen şatodan kaçar. Arabasını bulmaya gitmeden önce şatonun kapısında
bir sürü gül olduğunu görür ve birini koparır. O anda ev sahibi yani
lanetlenmiş canavar gelir ve Bella’nın babasını hapseder.
Bella bir şekilde (Orasını izleyip görün. Fazla spoi vermek
istemiyorum.) şatoya gider ve babası yerine kendini hapseder. Ve Bella’nın
canavarın yanındaki hapsi böylece başlamış olur.
Daha beni bıraksanız tüm olayları anlatırım ama kendimi
tutuyorum. İzleyin ve görün. İyi seyirler diliyorum. Bu arada en alta bir ilk
yaparak filmin 2 fragmanını da koyuyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder