Iron Man 1
“Beni beklemeden kalkacaksa bana ait uçağımın olmasının ne anlamı var bilmiyorum.”

      Herkese selamlar. Bu aralar bırakın bir şeyler izlemeyi, nefes alacak bile vaktim yok. Ama tabi ki ben ne yaptım ne ettim hemen birkaç filmlik yer açtım kendime.

      Neden bilmiyorum ama Yenilmezler arasında en çok Iron Man’i seviyorum.  Hatta seriyi iki kez izledim. O Tony’nin hareketleri beni bitiriyor ya. Bir insana ego bu kadar mı yakışır. Gerçi adamın başka filmlerini de seviyorum. Adam her role bürünmeyi başarıyor bence.


      Konusunu da anlatayım. Tony Stark, dünyanın en büyük silah satıcılarından biri (yasal olarak yapıyor bu işi). Bir gün Tony yeni silahının tanıtımını yapmak için Afganistan’a gider. Orada Amerikan generallere silahını tanıtır. Daha sonra dönüş yolunda ise bir saldırı olur. Orada bulunan birçok asker ölür. Bu saldırı Stark silahları ile yapılmıştır. Tony de bu saldırıdan payını alır ve yanında patlayan silahla yaralanır. Kendine geldiğinde bilmediği bir yerde, bir alete bağlı olarak yatmaktadır. Aleti çıkarmak ister ama yapamaz çünkü o alet Tony’nin içindeki şarapnel parçalarının ona zarar vermemesini sağlayan bir alettir. Tony’yi tutsak eden adamlar ondan kendileriiçin silah yapmalarını ister. Tony ise bu zırhı yapmak yerine kendine gizlice bir zırh yapar. Ve her şey ondan sonra başlar.

“Bazen yürümeyi öğrenmeden koşman gerekir.”

     Evet, konumuz da böyle. Çok yeni olmasa da bence kimse büyün filmleri çıktığı an izleyemez. Mesela Harry Potter çok ünlü bir film olduğu halde hiç izlemeyenler var. Aynı şey diğerleri için de geçerli. Yani o yüzden izlediğim çok yeni olmayan filmleri de yazmayı tercih ediyorum.
     Bir de arkadaşlar benim bloğumun zaman ile ilgili bir sorunu var. Saatleri veya günleri kafasına göre yapabiliyor o yüzden siz zamanlara hiç bakmayın. Ve ben bazen yazdığım anda yayınlayamıyorum çünkü pek boş vaktim olmuyor. Yani yazıyorum ama onu yayınlaması biraz uzun oluyor. Mesela aynı hafta sonu hem geçen haftanın hem bu haftanın olan iki yorum olabiliyor. Yani yazdıklarım aklınızı karıştırmasın. O sadece zamanında yayınlayamadığım için oluyor. Neyse fazla uzattım sanırım

     Ben gerçekten beğendim, izlerken de baya keyif aldım ve eğlendim. Size de şimdiden keyifli seyirler diyorum.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Böğürtlen Kışı                          " Kalbinizin derinliklerinde işlenen acıyı, tek kelimeyle nasıl dile getirirsiniz?"      Böğürtlen Kışı romanı Sarah Jio tarafından yazılmış bir kitap. İtiraf etmek gerekirse Sarah Jio’nun kitapları birbirine çok benziyor. Ben Böğürtlen Kışı’ndan önce Gündüzsefası'nı okumuştum. Aynı türde iki kitap da bana yetti. Bu yüzden Sarah Jio’nun başka bir kitabını daha almaya gerek duymadım.      Bu okuduğum iki kitap da gerçekten beni çok etkiledi ve kitabın her sayfasında yaşadığım dünyadan tamamen ayrıldım sanki.
Devamı
Resim
Gömlekten Etek Yapma!      Herkese merhaba. Bugün çok güzel bir tasarımla geldim. Gömlekten etek yapacağız.      Babamın artık ona bile büyük gelen ya da artık giymediği için atmak istediği gömlekleri vardı. Onları gözüme kestirdim veeee işte buradayız. Hemen eteğin yapılış aşamalarına geçelim.      İlk olarak gömleğimizi düz bir zeminin üzerine düzgün bir şekilde koyuyoruz. İhtiyacımız olan malzemeler bir cetvel, bir makas ve işaretleyebilmeniz için herhangi bir malzeme.
Devamı
  Aralık Ayında Okuyup İzlediklerim 9 Kere Leyla      Çıktığı gün o kadar çok kötü yorum ve eleştiri gördüm ki, heyecanla beklememe rağmen bir ‘Aaa kötü mü acaba?’ diye bir endişeye kapıldım. Genel olarak fena değildi. Arada müzikal gibi sahneler de vardı. Bir daha izlemem ama pişman da değilim izlediğime yani anlayın.   Hubie’nin Cadılar Bayramı      Adam Sandler’ı sevdiğim için öncelik verip izledim. Çıtır çerez, cadılar bayramı konseptli bir diziydi. Bu konseptlerden çok bir şey beklememek lazım. Çerez gibi izleyip geçiniz efendim.
Devamı